Sayfalar

16 Nisan 2013 Salı

Cezayir Saharasına bir gezi

CEZAYİR SAHARASINA BİR GEZİ

Cezayir'in tarihi mirasından günümüze kadar ulaşan ve aynı zamanda ilk oluşumunda ki formasyonu bozulmamış antikiteyi görmek istiyorsanız , ülkenin güneyine inmeniz gereklidir.

Cezayirli arkadaşlarımızın bu konuda anlattıklarının bende oluşturduğu merak üzerine 2012 nin son gecesini çölde geçirmek ve hem de tarih kokan güneyi görmek üzere yola koyulduk.
Çok sevdiğim Şantiye şefi kardeşim ile birlikte ver elini çöl diyerek 750 km lik bir serüvene doğru gaza bastık.             

                                                          
 



                                                                                                     
 

Akdeniz sahilinin etkisi kuzeyden yaklaşık 200 km uzaklaştıktan sonra kaybolmaya başlıyor.
Jerpa şehrini geçip Lagouad'a yaklaşırken doğa tümüyle değişmeye başladı , öyle ki sanki Antalya'dan hareket edip yemyeşil torosları geçer gibi,Atlas dağlarını geçtik.Sonrasında sanki İçAnadolu'ya gelmiş gibi hissettik .
                                                                                     







İlerledikçe Urfa Mardin arasındaki taşlı , kurak , dümdüz uzanan ovalarda ilerlemeye başladık.Bu arada 500km yolda yapmış olduk.Yerleşim noktaları arasında hiçbir hayat emaresi olmayan bölgelerden geçtik.

Ghardaia şehrine yaklaştıkca çöl kendini göstermeye başladı,1012 yılında kurulmaya başlayan şehir gelişerek bugüne gelmiş.

 M’zab Vadisi’nin merkezi Ghardaia’da evlerin toprak renkli cepheleri yakındaki çölün rengine uyum sağlamış. Ufak ve kafesli pencerelerin çoğu kapalı ya da dışarı ışık sızdırmıyor. Akdeniz sahilinde karşımıza çıkan mavi-beyaz renkli şehir görüntüsü yerini toz sarısına, Batılı Müslüman görüntüsü ise tarikat etkisiyle tamamen radikalleşmeye bırakıyor.

M’zap Vadisi adını 11. yy’den beri burada yaşayan M’zabilerden (Muzabitler) alıyor. Cezayir’in kuzeyinden sürülen Abdurrahman bin Rüstem‘in soyundan geliyorlar.
Hariciler’in kolu olan İbadi tarikatına sıkı sıkı bağlıdırlar. Vadideki nufüsları 300 bin kadar. Bu arada Madagaskar, Libya ve Tunus‘ta da yaşıyanlar var.


 M’zab Vadisi’nde 5 eski kent (pentapolis) yer alıyor: Ghardaia, Melika, El Atteufle, Beni İsguene ve Bou Noura. UNESCO Kültür Mirası Listesine giren Ghardaia ile en radikal Beni İsguene’yi  gezeceğiz.       
                                                                                              

 





İlk yerleşimi koruma amaçlı yapılan duvarların dışına taşan şehir zaman içinde  ovaya yayılmış hali.






 


İlk olarak en yüksek tepeye camiyi kurmuşlar.Minare hem gözetleme kulesi ve aynı zamanda namaz vakitlerini duyurma amaçlı kullanılmış.


Yakın yerleşkelerde aynı şekilde kurulan camilerin kule minareleri  herhangi bir saldırının bildirilmesinde kullanılmış.

                






















                             Arap mimarisi  binalar da ilk tasarımların zaman içerisinde ne şekilde gelişmeler göstererek günümüz Arap  tasarımlarına ulaştığını görmek ve aynı zamanda   yaklaşık bir günde 1000 yıllık değişimi yaşamak gerçekten harika bir olaydı.
                                                                                                                                                                                   





 Bina cepheleri kaba sıvanın palmiye yaprakları ile çırpılması sonucu sanki bugün yaptığımız tarak mozaik sıva görünümü taşıyor.Ancak esas amaçın duvar yüzeyinde oluşan kabartıların cepheye yansıyan gölgeleri ile güneşin vurduğu cephelerde gölgelendirme yapması sonucu ısıyı hafifletme düşüncesi 1200 lu yıllarda bunun uygulanması hakikaten düşündürücü oldu benim için.













 Bölgede büyük çoğunlukla Tuaregler yaşıyor , bulundukları coğrafyanın zor koşullarında yaşamlarını sürdüren bu topluluk yıllarca özlerine sadık kalmış bozulmadan bugüne ulaşmışlar.










  Ülkenin kuzeyi,sahil bandı,Osmanlı'lardan itibaren değişik Ulusların ; İspanyol, Fransız, Portekiz boyunduruğunda yaşadığı için değişik kültürlerin etkisi nedeniyle benlik parçalanması yaşamış , Oysa güneyin bu deformasyondan etkilenmediği açık bir şekilde görülmektedir.

Esasında ,kapitalist düzenin kaynak sömürme politikası henüz petrol cevherinin bulaşmadığı bu bölgeler de yabancıların ilgisini çekmemiş ,dolayısıyla yabancılaşma buralara sirayet etmemiş.

Bu nedenledir ki 1012 yılında yılında kurulan ilk şehir ve 1200 yılına kadar kurulmuş diğer dört yerleşke  çeşitli restorasyonlar ile günümüze kadar deforme olmadan ulaşmış .


Ghardaia adını bir berberi kadından alıyor. Öyküye göre Daia adlı su ararken kaybolur. Karanlık bastırınca bir Ghar’a (Berberi dilinde mağara) sığınır. Kızı aramaya çıkan berberi yönetici, güzelliğinden çok etkilendiği Daia ile evlenir. Kızın adı ve berberi dilindeki mağara kelimesi birleşince kentin adı Ghardaia olur. Ne yazık ki adını bir kadından olan bu kentte kadının artık hiç adı yok.




Beyaz takkeler takıp kapüşonlu kalın abalar giymiş erkekler ,beyaz çarşaflı kadın sayısı artmaya başlıyor, aralarına ağızları beyaz dantel mendille örtülmüş olanlar da karışıyor. İbadi tarikatına mensup Ghardaialı rehberimiz karşımıza çıkan beyaz çarşaflı bir kadının sakın resmini çekmeyin’ uyarısını yapıyor. 



Kenti İbadi rehberle gezme mecburiyeti 80’lerin başında Ghardaia’ya gelen bir Belçikalı kadın yüzünden başlatılmış. İbadi tarikatına giren ve burada yaşayan bu kadının aslında gazeteci olduğu ortaya çıkmış. Zira bir yıl sonra gizlice kentten ayrıldığında yaşadıklarını bir Fransız gazetesinde yayınlamış. Ghardaia’da kıyamet kopmuş ve kadınların dış dünyayla teması kesilmiş.






Beş kentin de orta kısmında pazar yeri ve etrafında da palmiyelikler var.  Zaten Cezayir her şeyiyle  ucuz bir ülke. 



 




Ghardaia,ülkenin sahara bölgesinde ki  en cazip pazarı.
Berberiler’in işledikleri kilimler, örtüler, Tuareg takıları, el işi deri çanta, ayakkabı, hasır, sepet, hurma, baharat, kumaş ve kapkacak çok çok ucuz.


Birinci bölümde sizleri fazla sıkmamak adına yazıma burda son vermek istiyorum.İkinci bölümde değişik konulara temas edeceğim.


 


 Kum surf u denemesinde bayağı başarılı olduk......


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder