Sayfalar

2 Kasım 2019 Cumartesi

KYOTO / JAPONYA

https://www.facebook.com/mustafa.erfus






Hiroşimadan Shinkansen hızlı treni ile pass kartımı kullanarak 2 saat 45 dakikada Japonya'nın eski başkenti Kyoto'ya geldim.

Bu süre zarfında trenin kafeterya  vagonunda yeşilin her tonunun sergilendiği manzara karşısında biramı içtim. Japon hostes kızın servis sırasında, tepsiyi verirken ve diğer ikramları yaparken her seferinde japon selamı vermesi kültür derinliğinin bir ifadesiydi....















GION  bölgesiKyoto garı devasa bir bina, 3 katlı binanın her katında peronlar bulunuyor,her kattan japonya'nın değişik noktalarına tren kalkıyor.

Gar çıkışında şehir içi ulaşım otobüslerinin terminali bulunuyor, otelimi özellikle meydanın karşısında seçtim ve hiç ulaşım sıkıntısı çekmedim.Her bütçeye uygun konaklama alternatifi var.Ancak Sakura döneminde fiyatlar tavan yapıyor.

Kyoto'da hava  limanı yok, Osaka'dan tren ile 70 dakikada veya otobüs ile ulaşım çok rahat.
Şehir içi ulaşımda otobüsü tercih etmenizi öneriyorum.490 yen vererek günlük pass alırsanız 24 saat ulaşım derdiniz olmaz.



Alış veriş meraklıları, bu şehirde japon kültürünü yansıtan el işi bir çok hediyelik eşyaları tokyo'ya nazaran daha ucuz bulabilirsiniz.Özeellikle Gion bölgesinde,uzun dar sokakların iki yanında yer alan yüzlerce mağazadan alış veriş yapabilirsiniz.





Ahşap evleri, lokantalar, tipik çay evleri ve burada izleyeceğiniz çay seremoni gösterileri ve de geyşalaraı ile görülmesi gereken bir bölge.






Geyşa ritüellerine uygun yapılan bir gösteriyi izlemenizi tavsiye ederim.
Yol boyunca yer alan, kapılarında kırmızı fenerleri olan küçük resto lar da izleyebilirsiniz. Kırmızı fener deyince aklınıza geleni tahmin ediyorum, ama hiç düşünmeyin hüsrana uğrarsınız.Lirik japon müziği eşliğinde sakenizi yudumlarken estetik bir gösteri  hayallerinizi süsleyecektir sadece....


Arashiyama,  


Nefes kesen manzaralara sahip bu bölge de, doğa ile içiçe yaşamanın huzurunu buluyorsunuz. Bamboo ormanında yapacağınız yürüyüş, çevrede yer alan tapınaklar, Iwatayama Monkey park, kaplıcalar bir kaç aktivitesi bölgenin...

Benim orada bulunduğum günler Sakura mevsimine rastladığından unutamıyacağım bir görsel şölen yaşadığımı ifade etmeyelim....





Sagano Bamboo Ormanı  


Gözünüzün alabildiğine uzanan, güneş ışıklarının bamboo ağaçlarının arasından süzülürken, ortaya çıkan gölge oyunları, rüzgarda salınımları ve yaprakların çıkardığı melodiyi doyumsuz bir keyifle izledim. Japonların  100 ses mirasına aldığı bu yer de, doğanın senfonisini kendine has orkestrasıyla sergilediğine şahit oluyorsunuz....




Yürüyüş yolunun sonunda Okochi-Sanso Villa bulunuyor. Ağaçlar ve çiçeklerin süslediği oldukça büyük bir bahçe içinde yer alan tapınak ve çay evi orman yürüyüşünün yorgunluğunu atmanıza yarayacatır.



                                                               okochi-sanso villa

                                                           
                                                                 Çay molasındayız
                                                                                                                                                                     Ryoanji Tapınağı


Huzur Uykusundaki Ejderha anlamına gelen bu tapınağın  Zen bahçesindeki kayalar, taşlar, zemini kaplayan tırmıkla şekillendirilmiş beyaz mıcır, çimen  ve bitki kompozisyonları gizemli birer bilmece gibi..                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                         




Budist tapınaklarda yer alan bu Zen bahçelerinin bakir ve fakir görünümlerinin mistik birer anlamı var..



Tapınağın içinde bir orta koridor var, her iki yanında ibadet odaları bulunuyor. Odaların duvarları ve sürgü kağıt  kapılardaki desenlerin dizaynı harika...








 sohbet ettiğim  budist rahibe "Zen nedir" soruma aldığım cevap kısaca şuydu ,
" Sizin her günkü yaşantınızdır, her günkü düşüncenizdir. Başka bir deyişle şu anı, şimdi ki zamanı dolu dolu yaşamaktır.Yaşadığımız hayatın içinde yaşadığımızın farkına varmak ve hayata uymaktır. Bir takım genel kavramlar ile değil, hayatın gerçekleri ile uğraşmak, özne ile nesne arasındaki ikilikten zihni koparıp, kendi derinliğimizin farkına varmaktır"

 Tapınağın iç avlusunda yer alan, Zen bahçesine bakan veranda da bizim usul bağdaş kurup kuş sesleri dinlerken bir iç huzur sarmalına giriyorsunuz...




Uzun bir süre oturduğum veranda da, yaşamımız süresinde , ne saçmalıklar, ne değersiz kavramlar ile zihnimizi meşgul ettiğimiz gerçeğini anlıyorsunuz...







Dilek kutusuna " Tüm dünyaya barış,huzur ve sağlıklı bir yaşam " arzumu belirterek " tapınaktan ayrıldım.......







Nanzenji Temple




Japonyanın en önemli Zen tapınağı, girişte Sanmon Torii, kapısı, ile geniş bir bahçe giriyorsunuz,  ana tapınak ve küçük pagodalar göreceksiniz. 
Ana tapınak Hojo ve wen bahçesi görülmeye değer.




Ertesi gün sabah erkenden  kahvaltımı alıp, hızla otelin karşısındaki otobüs durağından pass kartım ile  12 no.lu otobüse biniyorum. En sonunda  hayalimde defalarca canlandırdığım Altın mabed Kinkakuji ye gidiyorum



                                                               
                                                                 Kinkakuji

Oldukça yoğun bir  ziyaretçisi olan bu yerde adeta kuyruğa girmek gerekiyor resim alabilmek için...





Altın varak ile kaplı cephenin suda yaptığı röfle, yeşilin her tonunu zevkle seyredeceğiniz bu yer imkanlarınız dahilinde mutlaka görülmesi gerek... Kyoto da bulunan tapınakların en görkemlisi Altın tapınak.Wen Budist tapınağı mimarisinde inşa edilmiş, iki katlı bina, arka fonda yer alan yeşil orman ile harika bir görüntü veriyor.


Gölet  üzerindeki adacıklar ve çevresinde dolaşırken saatlerin nasıl geçtiğini farketmek mümkün değil adeta....

Kiyomuzidera Mabedi

Japonya'nın en önemli tapınaklarından biri olan bu yapıya belli bir noktaya kadar toplu taşıma araçı ile gelebiliyorsunuz. Tapınağa çıkan yol ise hayli enteresan, tipik japon stili küçük evlerin iki yanını çevrelediği arnavut kaldırımlı yolda, şirin kızların milli giysileriyle salınarak yürümelerini seyrederken gözünüz samurayları arıyor...

Enteresandır, turistler de mağazalardan  kimonalar kiralıyor, onlarda tapınağa bu şekilde gidiyorlar..
Bastıran yağmur kiraz çiçeği dondurmasını tatmama vesile oluyor..







Tapınak alanına devasa bir Torii den geçerek giriyorsunuz..





Dağ yamaçına kurulu tapınak bölgesine girişte görkemli bir pagoda karşılıyor sizi.. 



Oldulça kalabalık bir ziyaretçi topluluğu, Japonlar milli giysilerinde ....


Yamaçta kurulu tapınağın teraslarından şehri seyretmek ayrı bir zevkti..






Tümüyle ahşaptan yapılmış yapının büyük bölümü kenetleyici metal kullanılmadan yapılmış. Ahşap geçmeler, dikme - kiriş birleşme noktaları, çatının ağır ahşap taşıyıcı elemanlar ile oluşturulmuş konstrüksiyonu mesleki olarak beni oldukça ilgimi çekti... 







Pagodayı her taraftan görmek mümkün..

















Tapınağın bahçe alanı yaklaşık 13.000 metrekare , küçük göletlerin süslediği mabedin türkçe anlamı Saf Su Mabedi, dağlardan gelen kaynak suyu  bir havuza akıyor, bu su mukaddes sayılıyor. Japonlar bu sudan içmek için uzun kuyruklar oluşturuyorlar...



Fushimi Inari Taisha



Binlerce turuncu kırmızı renkli Torii kapıları ile tanınmış bir mabed. Memories of the Geisha filmi veya kartpostallardan bildiğim bu yeri özellikle ziyaret etmek istemiştim.

Shinto inanışının ayrılmaz parçası olan Torii denilen kapılar, bizde türbelere çaput bağlayıp dilek tutma misali adak timsalleri. Japonlarda  pirinç  tanrısı Inari'ye  adaklara  8 nci yüzyılda başlamışlar. Adaklarının olması halinde bu kapıları yaptırıp isim ve teşekkürlerini yazdırmışlar. Daha sonraları iş hayatında başarılı olanlar buraya adak yapar olmuşlar. Farklı yollardan yürüyor tüm bölgeyi binlerce kapının altından geçerek geziyorsunuz. 







En küçük kapı için tapınağa yapılan bağış 400.000 yen, büyüklerin bedeli 1.000.000 yene kadar ulaşıyormuş.







Shinto inanışının  pirinç tanrısı olan Inari için 794  yılında yapılan bu tapınağa görkemli Torii kapısı Romon'dan giriyorsunuz. Tilki heykelleri beni çok şaşırttı, sebebi ise, Shintori inancında tilki Inari'nın habercisi imiş, hatırlanması için her yere bu heykelleri koymuşlar....

Kyoto'nun gecesi ayrı güzellikleri içeriyor ....




Shinto Yasaka - Jinja kağıt fenerlerle süslü bu tapınak görülmesi gereken yerleden...........













Kyoto İmparatorluk sarayı bahçesinde gece gösterisi sırasında, yeni evli bir çiftin milli giysileri ve sakura çiçekleri kompozisyonu...




İmkan bulup Japonya' ya gidecekseniz, mart ayı ikinci yarısı ile nisan ayı ilk yarısında gidin.Güneyden kuzeye doğru değişen tarihlerde açan  sakura çiçeklerini, bu muhteşem manzarayı yakalıyacak bir bölgeyi mutlaka bulabilirsiniz....






Son olarak paylaşmak istediğim ve bende unutulmaz bir yer tutan Sanjusangendo Tapınağından
bahsetmek istiyorum.
1001 KANNON heykeli  bulunan bu tapınak 1164 yılında yapılmış.120 metre cephe hattı olan tapınak Japonya'nın en uzun ahşap yapısıymış..Merhamet tanrısı Kannon adına yapılan tapınağın ortasında 
1000 kollu , 11 başlı devasa Senju Kannon ahşap heykeli bulunuyor.



Merhamet göstereceği insanları daha çok görebilmek için 11 başı ve onları tutabilmesi içinde 100 kolu bulunuyormuş....


Ana heykelin her iki tarafında, ana heykele bakan 10 sıraya yerleşmiş, ahşaptan, altın varak kaplı 500 kannon heykeli bulunuyor.
Resim almak yasak, yer alanları post card lardan çekerek sizler ile paylaştım.


Ortada devasa bir tanrı heykeli ve her iki yanında 500 adet ,toplam 1001 adet heykel arasındayken tüylerim diken diken oldu inanın,mutlaka görülmesi gereken bir tapınak...

Kyoto'yu da karınca kararınca tanıtmaya çalıştım, durun bakalım, yarın Fuji Yama, Nara , Osaka ve Tokyo serisine başlıyacağız,
Herşey gönlünüzce olsun dostlarım....










































19 Ekim 2019 Cumartesi

Hiroshima / Japonya



HÜZÜNLÜ ŞEHİR  HIROSHIMA



                                                     6 AĞUSTOS 1945 SAAT 08.17 


 B-29 TİPİ Enola Gay isimli uçaktan atılan ve  little boy olarak adlandırılan bombanın  çavuş George R. Caron tarafından 2 dakika sonra çekilen fotoğrafı......


Hiroşima’daki  müzede Savaş, yıkım ve çaresizlik içinde ki insanları seyrettim, onlar gibi düşünceli bir yüzle demirlere baktım. … Resimlerde insan derileri gördüm; sallanan ve hala kıvranan, hala o ilk acıyı taşıyan. Taşlar; erimiş ve parçalanmış taşlar… Hiroşima’da barış meydanındaki sıcaklığı hissettim. Barış Meydanı’nda saatte 1800 km ile esen alev rüzgarını, şehri ve üzerindeki her canlıyı yok etmeye, yok etmediklerini ise sürünmeye mahkum ettiği o mahşer 6 Ağustos 1945 gününü düşündüm….Günümüzde  İnsanlık, hala savaş denen vahşetin aymazlığı içinde...... 




6 Ağustos  1945  pazartesi günü saat 08.15 de Atom bombasının yerle bir ettiği bu şehir, geçen 75 yıllık zaman dilimi içerisinde, büyük bir azim ve kenetlenme sonucu dimdik ayakta durmakta. Bugün bir milyondan fazla  kişinin yaşadığı modern bir sanayi  şehir olmuş.Patlamadan sonra halen hayatta olan ve  şehirde yaşayanlara ışın yiyen  anlamına gelen  Hibakusha  deniyor.

Savaşın çirkin yüzünü gelecek nesillere göstermek için korunmuş yapılar, müzelerde ki içler acısı parçalar ve parklar da sergilenen savaş kalıntılarını izlerken, bir anda 70.000 kişinin buharlaşması ve zaman içinde 140.000 kişinin hayatını kaybettiği bu şehir de, insanlığın vicdanını tüketerek yaşattığı dramı izliyorum....Hiroshima için bir tam günü ayırmanız halinde önemli yerleri gezmeniz mümkün...

Gezdiğim yerlerden özetler vermek isterim ,

BARIŞ PARKI,

Bombanın yerden 580 mt yukarıda patladığı yerin 50 mt yakınında bulunan park ölenlerin anısına yapılmış.Bir zamanlar kentin merkezi olan alan,Japon mimar Kenzo Tange tarafından tasarımı yapılmış.İçerisinde onlarca heykel, anıtsal yapı, kongre merkezi, müze, sönmeyen meşale ve bunun gibi eserlerin teşhir edildiği bir park....



                                                     
                                     A DOME (Atom bombası kubbesi )

Çek mimar Jan Letzel' in avrupai tarzda dizayn ettiği bu yapı Nisan 1915 yılında bitirilmiş.Bombeli cephesi, oval kubbesi ile şehrin sembolu olan bu bina Endüstriyel ürünlerin sergi binası olarak kullanılmaktaymış.Yapının betonarme olması bazı kısımlarının ayakta kalmasını sağlamış.37 kişi patlama sırasında hayatını kaybetmiş,bir kişi bodrum katın tavanının beton olması ile kurtulmuş,ancak seneler sonra radyasyon etkisi nedeniyle ölmüş. 




A Dome ile ana yol arasında bulunan tören alanında hergün, her yaştan insanlar gelip toplu dualar ediyorlar ölenler için....Ben talebelerin toplu ziyaretlerine rastladım, çok güzel bir koronun hafif sesle ve müzik eşliğinde dua etmelerini izlerken çok farklı düşünceler arasında gittim geldim.....






                                                  ÖĞRENCİLER ANITI

Bombalama sırasında okul saatleri dışında mühimmat fabrikalarında çalışan ve tamamı ölen 6300 talebenin anısına yapılmış. Beş katlı olan bu anıtın her katın da barışı simgeleyen güvercinler bulunuyor..



                                                         ÇOCUK BARIŞ ANITI

Bu anıt bombalama da yaşamını yitiren çocukların anısına adanmış bir heykel. Kollarını iki yana açmış adeta dünyayı sarmak isteyen ve başında Japonların geleneksel origami sanatını ifade eden kağıttan yapılmış turna kuşu maketi bulunan bir kız çocuğunu simgelemektedir. Heykel yaşanmış bir olayı tasvir etmektedir. Bombanın yaydığı radyasyondan etkilenerek yaşamını yitiren Sadako Sasaki'nin hikayesidir. Sadako 1000 tane kağıttan turna kuşu yaptığı takdir de iyileşeceğine  inanmış, hayatı boyunca fazlasıyla yapmasına rağmen yaşamını yitirmiştir. Tüm dünya çocuklarından her yıl binlerce kağıttan turna kuşu maketleri Hiroshima'ya gelmekte.bu maketler heykelin hemen yanındaki vitrinlerde sergilenmekte....


                                        
                                                       ANA ANIT MEZAR

Parkın orta noktasında bulunan, bombalamada hayatını kaybedenlerin tümünün adlarının yer aldığı eyer biçimli bir anıt mezardır. Üzerinde Rahat uyuyun çünkü hata tekrarlanmıyacaktır yazısı yer almaktadır. 6 Ağustos 1952 de bitirilen anıt açık alan anıtlarının ilkidir. Şinto tarzına göre tasarlanan anıtın yay şekli, kurbanların ruhlarını koruyan bir sığınağı temsil etmektedir.

Yakınında yer alan BARIŞ MEŞALESİ , yine hayatını kaybedenlere adanmış bir anıttır. Bu meşalenin tüm nükleer bombalar yok edilinceye ve dünya nükleer silah tehditlerinden kurtuluncaya dek yanmayı sürdüreceği betimlenmiştir. Sanırım sonsuza dek yanacaktır..................



  

                                           KORELİ KURBANLAR ANIT MEZARI

Bombalama sırasında kayıtlara göre yaşamını yitiren ve radyasyona maruz kalan toplam 350.000 ila 400.000 kişiden yaklaşık  45.000 ni Korelilerdenmiş.
Kesin rakkam verilememesi ırk ve etnik kökenbakımından azınlık olarak sayıların kişilerin göz ardı edilmesiymiş.
                                           HİROŞİMA BARIŞ ANITI MÜZESİ

Bombalı saldırı hakkında bilgiler veren müzede, saldırının hemen ardından çekilmiş fotoğraflar, saldırı anı ve sonrasında yaşanan etkileri, bomba atılmasına giden süreçin anlatımı ve Hiroshima'nın savaştaki rolü anlatılmakta.
Bazı fotoğrafları ekliyorum, ancak burada ki atmosferi yaşamadan o hüznü tarif etmek mümkün değil...

Akşam 20.30 hızlı treni ile ver elini Kyoto , görüşmek üzere................